Untitled Document
a a a a a a a a
a a a a a a a a
12
a
11
a
10
a
9
a
   
 

Sinan’s Success

The fallowing are some of what architecht Abdulkadir Akpınar, who restored many of Sinan’s buildings, has said about them. ‘I couldn’t believe my eyes,when I noticed that not even the smallest detail was put in his works just by chance.Even the colours had a function because he took the work as a whole. He did his matriculation according to ebced system.He used prime numbers and their multiples. He combined his talent with religion and created the best that could be done. One of the verses of the Coran says, ‘We burried the mountains into the groun like nails’ He used the same idea in the foundation of his buildings. He used a mathematical system and didn’t take his feelings into consideration. It is not possible to explain some of his applications even by the modern technology today. His sphrical and pyramidal applications have got no equals. All these specialities have not only given an esthetic look, but also an immense strength to his builings.

 

 

   
 

Resistance to Earthquakes

The people who have examined his buildings commonly say that Sinan has taken all the precautions known, to prevent the destruction of an earthquake. One of these precautions is the material used in the foundation of the building. By the help of this mortar earthquake waves are sucked and so lose strength. The location of the building is also very interesting. In addition , he built protection walls using stakes. He waited for six years so that the foundation of Suleymaniye would set completely in the ground. Sinan also built a sewage system(drenaj) By means of this system, the foundation would be protected from water and moisture. In addition to this, he built a kind of air canal to get rid of the moisture inside the building and thus provide a sort of balance between cold and warm air. He built evacuation canals because of the changing of weather conditions in winter and in summer. The hot weather in summer, would heat the air and soil and this would produce moisture going into the foundation of the building. To prevent this, steam evacution and moisture canals were built and were used. Connectedly with the sewege system canals.

 


   
 

Secrets of Suleymaniye

The architectural secrets which Sinan used while building Suleymaniye have been discovered after 500 years. Dr. Enver yYolcu from Çanakkale 18 Mart University has informed that he has discovered the secrets of the Suleymaniye Mosque. Sinan is accepted to be ‘The poet of Stone’ by Europeans. Yolcu says he has discovered the esthetic codes of Sulymaniye which is considered to be the masterpiece of his (foreman period) He saw that Sinan used a proportion and measurement relationship method of his own. He used Golden proportion . In his research , Yolcu saw that Sinan had created a magnificent esthetic wholeness. He said he was curious to know if Sinan knew Euclid’s geometry very well and used the ‘Golden Proportion’ in his works.

Golden proportion can be found in many plants and in the human body. The numeral value of the golden proportion is 0.618. According to Yolcu, the fact that the golden proportion was used in the foundation (basement) plan is accepted by many researching architechts but not in the vertical construction.

Later, Yolcu realised that Sinan had found a new measurement and proportion combination on his own. ‘In Sinan’s method, there is almost a square relationship of measurement and proportion combination between short and long sides. First I examined the relationship between the light of a three galleried minaret and the length of the main building. There is a proportion of 0.83 between the height of the minarets and the length of the main building. As I proceeded my research to my amazement I saw that there were similar relationships among other elements.

 

   
 

The Codes of Suleymaniye

How would you like to be introduced to the codes of Suleymaniye which the great architecht called, ‘The building (mosque) of (my foreman period)’ Are you ready to go on a magnificent journey?

Kanuni Sultan Suleyman had the Selimiye Mosque built to show the strength and splendor of his realm. This honourable task was given to Sinan,the head architecht. It took him seven years to complete the mosque and its annex. Kanuni was not pleased with such a long time. He didn’t understand why Sinan did not and would not open it to public. On the other hand people had begun to gossip. The Sultan lost his patience and went to Suleymaniye one late afternoon.

When he entered the magnificent building he saw that Sinan was sitting in the middle of the mosque smoking his narghile. The Sultan couldn’t believe his eyes. With all his high tone of voice he asked, ‘What’s all this architecht?’ As a matter of fact, Sinan was not really smoking. He was only blowing up the water in the narghile by means of its pipe. He was trying to listen to the acoustic (acoustical sound) of the mosque,as he watched the bubbles in the water. At the same time he was trying to find out how the Imam’s voice would possibly be heard all around as he spoke at the alter. To make this possible he had 65 huge earthenware pickle jars brought from different parts of Anatolia. And he had them put all around the dome with their openings (mouths)sideways. They were all empty. This way his aim was fullfilled. The voice could spread all around the corners. Kanuni now realized what his head architecht’s aim was and forgave him.

Sinan had an air corridor built inside the building. Electricity hadn’t yet been invented at that time. So Suleymaniye was lightened by 275 giant oil lamps. Sinan had a very small room built above the middle door so that the smoke, that came from the oil lamps, would get through all corners of the mosque and be collected in that very small room. This way of the mosque and the people would not be effected by the smoke.

 

   
 

Sinan’ın başarısı

Sinan’ın eserlerinin birçoğunu restore eden Mimar Abdülkadir Akpınar’ın söyledikleri: “Karşılaştığım bir özellikten dolayı gözlerime inanamadım. Sinan’ın eserlerinde en ufak bir çıktı ve desen dahi tesadüf değil. Renklere bile bir fonksiyon yüklenmiş. Çünkü yapıyı herşeyi ile bir bütün olarak ele almış. Bütün ölçülerini ebced hesabına göre yapmış ve bir ana temayı temel almış. Ölçülerini asal sayıya göre yapmış ve onun katlarını baz almış. İlmini din ile bütünleştirip mükemmel eserler ortaya koymuş. Örneğin SinanKur’an-ı Kerim’de geçen “Biz dağları yeryüzüne çivi gibi gömdük...” ayetinden etkilenerek yapılarının yer altındaki kısmını ona göre inşa etmiş. Yapıları hislerine göre değil, matematiksel olarak oluşturmuş. Bugünün teknolojisi bile Sinan’ın yapmış olduğu bazı uygulamaları çözemiyor. Küresel ve piramidal uygulamalarının bir başka benzeri daha yok. Ama bunların hepsi estetik sağladığı gibi yapının sağlamlığını da pekiştirmiştir.

 

   
 

Depreme Dayanıklılık

Mimarın çok sayıdaki eserini inceleyenler, Sinan’ın depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığını söylemekteler.Bu tedbirlerden biri, temelde kullanılan taban harcıdır.Sadece Sinan’ın eserlerinde gördüğümüz bu harç sayesinde, deprem dalgaları emilir, etkisiz hale gelir. Yine yapıların yer seçimi de ilginç. Zeminin sağlamlaşması için kazıklarla toprağı sıkıştırmış dayanak duvarları inşa ettirmiş.Mesela Süleymaniye’nin temelini 6 yıl bekletmesi, temelin zemine tam olarak oturmasını sağlamak içindir. Mimar Sinan, yapılarında ayrıca drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi de kurmuştur.Drenaj sistemiyle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak dayanıklı kalması öngörülmüştür. Ayrıca yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanmış. Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları kullanmıştır. Buhar tahliye ve rutubet kanalları drenaj kanallarına bağlı olarak uygulamaya konulmuştur.

 

   
 

Süleymaniye`nin sırları

Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camii'nde uyguladığı ustalık sırları 500 yıl sonra keşfediliyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yolcu, Süleymaniye Camisi'nin estetik kodlarını çözümlediğini bildirdi. Yolcu, Avrupalıların ''Taşın şairi'' olarak nitelendirdiği Mimar Sinan'ın, kalfalık devri eseri olan Süleymaniye Camisi'nin estetik kodlarını çözümledi, Sinan'ın, caminin yapımında kendisine ait bir ölçü-oran ilişkisi kurduğunu fark etti.

ALTIN ORANI KULLANMIŞ

Araştırmasında Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camisi'ni inşa ederken, muhteşem bir estetik bütünlük oluşturduğunu fark ettiğini belirten Yolcu, bu eserde Sinan'ın bazı sayısal kodlardan yararlanıp yararlanmadığını merak ettiğini söyledi. Mimar Sinan'ın, öklit geometrisini iyi bildiğinin ve yapılarında ''Altın Oran''dan yararlandığını anlatan Yolcu, ''Doğada birçok bitkide ve insan vücudunda bulunan (altın oran), kısa parçanın uzun parçaya; uzun parçanın da her iki parçanın toplamına olan oranına eşit olmasıdır. Bu oranın sayısal değeri 0.618'dir'' dedi. Yolcu, Mimar Sinan'ın, Süleymaniye'nin taban planında ''Altın Oran''ı kullandığının birçok araştırmacı tarafından ortaya konulduğunu, ancak Sinan'ın Süleymaniye'nin dikey yapılanmasında bu oranı kullanmadığını tespit ettiğini bildirdi.

SİNAN ORANI GELİŞTİRMİŞ

Çalışmasını genişlettikçe, Sinan'ın kendisine ait bir ölçü-oran ilişkisi kurduğunu fark ettiğini anlatan Yolcu, şöyle konuştu: ''Mimar Sinan'ın kullandığı oranda, kısa ve uzun kenar arasında, kareye yakın bir ölçü-oran ilişkisi vardır. İlk önce, üç şerefeli minarelerin yüksekliğiyle ana kütlenin uzunluğu arasında nasıl bir ilişki olduğunu inceledim. Bu minarelerin yüksekliğiyle ana kütlenin uzunluğu arasında 0.83 oranı var. Araştırmam ilerledikçe hayretler içinde gördüm ki, benzeri ilişkiler diğer elemanlar arasında da söz konusu

 

   
 

Süleymaniye'nin şifreleri

Sizleri, büyük ustanın kalfalık eserim dediği Süleymaniye'nin şifreleriyle tanıştıralım ister misiniz? Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Bu görev, tarihin en büyük ustası Mimarbaşı Sinan'a verildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan'a. Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti.

Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle '' Bu ne iştir Mimarbaşı '' diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni'de , Sinan'ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.

Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı.

 

 

 

Copyright © 2008 Istanbul Design Center / İstanbul Tasarım Merkezi